Bu Blogda Ara

Bebek Gelişimi 1.Ay

1. Ay Hoş Geldin Bebiş :))

Minik bir bebeğin gelişi ile başlar tüm koşuşturmaca... Özellikle ilk aylar ailenin yeni bireyine alışması, onun ne zaman ne istediğini anlaması biraz zaman alır. Anne karnındaki serüveninden itibaren bebeği doğru tanımak işinizi kolaylaştıracaktır.


Yeni doğan bebekler içinde bulundukları dünyayı ne kadar az algılasalar, bunları da bir o kadar az anlasalar da, daha anne karnındayken sizinle etkileşim halinde olurlar. Bebek fetüs aşamasındayken bile ışık, ses ve ısı değişimlerine duyarlıdır. Hamileliğin son aşamasında parmağını emmeye başlar. Sinir sistemi tam olarak oluşmamıştır, ama tüm ana organları faaliyet halindedir. Bebeğin beyni ana rahminde gelişmeye başlar, doğumdan sonraki birkaç yıl içinde de hızla gelişmeye devam eder.

Yeni doğan bir bebek başlangıçta çok güzel görünmeyebilir. Yüzü tuhaf bir renkte ve dolguncadır. Gözlerinin altı şiştir ve bedeni sonradan kaybolacak olan tüylerle doludur. Cildi ise bebeğin doğumunu kolaylaştıran, çoğunlukla beyaz ve ağdalı bir madde olan “verniks” ile kaplıdır. Doğum sonrası yapılan ilk banyo ile bu maddenin bir kısmı atılır, kalanı 24 saat içinde vücut tarafından emilir.

Bebeğinizin bu görünümü karşısında düş kırıklığına uğrayabilirsiniz. Ama bu durum geçicidir. Ana rahminin koşulları ve doğum sırasında yaşanan sıkıntıyı düşünürseniz bebeğinizin durumu hiç fena sayılmaz, dolayısıyla ne kendinize ne de bebeğinize kötü anlar yaşatmayın.

Normal bir bebeğin kilosu doğum sonrasında 2.8 ile 4.5 kg. arasında olduğu gibi bu değerlerin biraz altında ya da biraz üstünde de olabilir. Boyu 46 ile 52 cm arasında ve dakikada aldığı nefes ve kalp atış sayısı bir yetişkinin iki katıdır. Bu değerler de bebeğin yapısına, hareket ve heyecanına göre değişkenlik gösterebilir.

Yeni doğan bir bebeğin kafası bedenine göre çok büyüktür, bedeninin dörtte birini oluşturur. Bu durum bebeğin doğumunu zorlaştırır. Doğa bebeğin kafasını doğuma uyum sağlayacak şekilde tasarlamıştır; doğum sırasında bebeğin kafası kanaldan geçebilecek şekle girer, ancak birkaç gün içinde bebeğin kafası normale döner. Bebeklerin kafalarının tepesinde yumuşak noktalar vardır. Bu noktalar kemiklerin büyüme yerleridir. Bu noktalara dokunmaktan korkmayın, bunlar kafayı ve beyni koruyan kalın bir dokuyla kaplıdır.

Yeni doğmuş bir bebeğin cildi genellikle buruşuk ve sarkıktır, ancak birkaç gün içinde özellikle el ve ayak derisi kuruyarak pul pul dökülür.

Solunum yolları ve akciğerlerinin hala sıvı ve çeşitli sıvılarla dolu olması nedeniyle, yeni doğan bebeğin cildi mavimsi bir renkte olabilir. Anne karnında su içinde olan bebek sürekli nefes alıp verdiğinden tüm solunum yolu bu sıvı ile doludur. Doğum sırasında bu sıvının bir kısmı ağız ve burun yoluyla atılır. Yine de akciğerde atılamamış bir miktar salgı ve sıvı kalabilir. Bebeğin solunum yolunu temizleyerek açmasını sağlayan ve tıkanmasını engelleyen öksürme ve hapşırma sırasında nefes alması durur gibi görünse de böyle bir risk yoktur.

Sarılık yeni doğan bebeklerde çok sık görülür, sağlıklı doğan bebeklerin neredeyse yüzde 25’i sarılık olur. Buna, bilirubin adı verilen, kanla taşınan ve deride, dudak ve ağız içinde ve gözlerin beyaz yerlerinde yer alan sarı bir pigment neden olur. Sonuç olarak vücudun bu bölümleri sarı renklidir. Yenidoğanlarda sarılık iki şekilde görünür: Fizyolojik sarılık veya kan grubu uyumsuzluğunun neden olduğu hemolotik sarılık. Fizyolojik sarılık bebeğin derisinin ve göz aklarının doğumun üçüncü gününden itibaren sararmasıyla ortaya çıkar. Bebeğin karaciğerinin bilirubini vücuttan atabilecek kadar olgunlaşmamasından kaynaklanan bu zararsız durum, sekiz ile on gün arasında yavaş yavaş kaybolur ve özel bir tedavi gerekmez.

Hemolitik sarılık ise anne ile bebeğin kan gruplarının uyumsuzluğu sonucunda oluşur. Yaygın tedavi şekli bebeğin bir iki gün kadar florasan tarzı ışınlara tutarak fazla bilirubinin yok edilir, böylece karaciğerin yükü azaltılır.

Annenin hormonlarının bebeğe geçtiği durumlarda bebeklerin memeleri tuhaf bir şekilde büyük olabilir, birkaç ay içinde kaybolacak bu durumun endişelenecek bir yanı yoktur. Yine bazı erkek bebekler sürekli ereksiyon halinde olabilir, bu da sık rastlanan bir durumdur ve genelde dışkı veya safra kesesinin baskı yapmasından kaynaklanır. Bebeğinizin size tuhaf gelen kimi hareketleri –bazen de hareketsizliği olabilir. Örneğin ani irkilme refleksleri kimi zaman endişe yaratır. İrkilmeler yaklaşık her iki üç dakikada bir, özellikle de derin uyku anlarında oluşur.

Diğer sık gözlenen bir hareket de Moro refleksidir. Yeni doğan bebek bazen ellerini aniden dışa doğru savurur ve sonra omuzlarına doğru geri çeker. Bu ve buna benzer hareketler ilk iki ayda kaybolur. Moro refleksi bir kısır döngüye sebep olabilir. İrkilmeler ağlamaya, ağlamalar da daha fazla irkilmeye yol açar. Bu zinciri kırmak için bebeğin kolu veya bacağı gibi bir uzvu sıkıca tutulur, bebek kundaklanır ya da sıkıca sarılır.

Arama ve emme refleksleri bebek için hayati önem taşır. Bu refleksler olmadan bebek beslenemez. Bazen emme refleksini harekete geçirmek için ağzının üstüne veya yanağına hafifçe dokunmanız gerekebilir. Bebeğin koku alma duyusu ise annesini 24 saatin sonunda hissedebilecek ve yemeğin kaynağını algılayacak kadar gelişmiştir.

Anne sütü bebeği ilk günlerde onu her türlü enfeksiyondan koruyacak protein ve antikorlardan oluşur. Anne sütü artana kadar doğa bebeğin açlık duygusuyla baş edebilmesini sağlar ve enfeksiyonlara karşı onu korur. Bebeklerin çoğu hayatlarını sürdürecek yeterlilikte yağ, şeker ve sıvı ile doğarlar.

Yenidoğan’da ilk birkaç gün iştahsızlık görülebilir. Bebek beslenme sırasında sık sık boğazına takılan “mukus” dediğimiz salgılar yüzünden kusabilir. Emme güdüsüne doğuştan sahip olduğu halde, bebek bazen yutma güçlüğü çekebilir. Endişelenebilirsiniz, ama unutmayın, hayatın ilk dört ayında bebeğiniz için en önemli besin anne sütüdür. Sütün çabuk gelmesini sağlamak için bebek ilk saatten itibaren sık sık emzirilmelidir.

Ağlama tarzı da, diğer pek çok özellik gibi bebekten bebeğe farklılık gösterir. Bazısı uzun ve hırslı çığlıklar atarken, bazısı ise sık sık fakat sessiz ağlar. Her ne kadar başlangıç ve bitişler birbirine benzese de, ağlamaların genel bir süresi yoktur.

Uyanık olduğu zamanlarda bebeğin ağlaması mutlaka aç olduğu anlamına gelmez. Vücudun kendini henüz ısıya göre ayarlıyamıyor olması da bebeği rahatsız eder. Anlayamadığımız herhangi başka bir nedenle de ağlıyor olabilir. Büyük olasılıkla yeni çevresine uyum sağlamaya çalışan sinir sisteminin rahatlamaya ihtiyacı vardır. Sıcak ve soğuğa duyarlı olduğundan daha çok sarınmaya veya daha az örtünmeye ihtiyaç duyar. Yaptıklarınızın onu mutlu edip etmediğini tepkilerinden anlayabilirsiniz.

Uyku halleri ise 24 saatlik zaman diliminde derin uyku, hafif uyku, uyuma hali, uyanıklık ve tepkisel olma hali olarak değişir. Bazı bebeklerde bu farklı durumlar çok belirginken, bazılarında o kadar belirsizdir ki uyanık olup olmadığını bile anlamayabilirsiniz.

Yeni doğan bebek genelde “anne karnı (fetal)” pozisyonunda uyur; elleri yukarıda ve omzuna yakın, dizler kıvrık ve kalçalarına doğru çekiktir. Bu bükük pozisyonlar ara sıra görülen yarı “kurbağa bacak” pozisyonundan farklıdır. Uyku sırasında burnu oynar ya da ağzı değişik şekiller alır Tekme atma veya kolların ileri geri hareket etmesi bazen çok belirgin, bazense çok belirsizdir.

Bebeklerin çoğu yumruklarını ağızlarına götürmeye çabalarlar. Yeni doğan bebek başparmağını emiyorsa, parmağı ağzını tesadüfen bulmuştur. Yumruğunun tümünü ağzına alması da sık rastlanan bir durumdur.

Yeni doğan bebeğin görüş uzaklığı genelde 40-50 cm.dir, bu da anneye olan ilgisini açıklayan nedenlerden biridir. Ancak 50 cm.den uzağa gittiğinizde bebeğin gözleri şaşılaşarak etrafa bakmaya başlar. Bu sizi telaşlandırmasın. Göz kasları geliştikçe her iki göz de aynı anda aynı şeye odaklanabilir hale gelir. Yenidoğanlar keskin siyah beyaz desenlere bakmayı tercih ederler, çünkü renkler arasındaki hafif farkları ayırt edemezler. Bebeklerin doğum sonrasında renkleri nasıl gördüklerine dair kesin bilgiler olmamakla beraber, yenidoğanların görüşlerinin bulanık olduğu ve renkleri yetişkinler kadar net seçemedikleri bilinir. Uzmanlara göre bebek ancak 3. aydan sonra renkleri bizim kadar net görebilir.

Bütün bu detaylar ve bebek bakımıyla ilgili her şey sizi yakından ilgilendiriyorsa da, şu anda en çok sizin varlığınıza ihtiyaç duyar. Sizin sıcaklığınız ve ona sarılmanız, doğumdan önce aşina olduğu sesiniz ve hareketleriniz onun için her şeyden önemlidir. Bebeğinize sarıldığınızda, salladığınızda ve onunla konuştuğunuzda bu çabalarınıza tepki verdiğini açıkça göreceksiniz. Daha şimdiden beslenme saatinde veya diğer zamanlarda nasıl tutulması gerektiğini ve bu çabalarınızın onun için ne kadar değerli olduğunu size hissettiriyordur.

1.HAFTA DÖNÜM NOKTALARI


SOSYAL FİZİKSEL ZİHİNSEL

• Heyecanını belli eder.

• Sakin bir sese olumlu tepkiler vermeye başlar.

• Bir yüze veya sese odaklanır ve ona tepki verir.

• Sesleri ayırt eder, yüksek sesleri tercih eder.
• Ani değişimlere tepki verir.
• Refleksleri kol, bacak ve ellerini ve yutmayı kontrol eder.
• Yakalama refleksi ellerini yumruk yapmasına neden olur.
• Belli aralıklarla uyur ve uyanır.
• Günün yüzde 80’ini uyuyarak geçirir, bu da günde 8 uyku seansı demektir.
• Oturma pozisyonuna getirildiğinde kafası öne ve arkaya düşer.
• Sık sık kaka yapar.
• Günde 7-8 kez beslenir.
• Parlak ışığa karşı gözünü kırpar.
• Gözleri dışa doğru dönüktür.
• Işığın yönüne karşı duyarlıdır.
• Kucağa alındığında susar.
• Bir şeye bakarken emmeyi bırakır.


Birinci Ay


Bebeğinizi aldınız ve nihayet evinize geldiniz. Şimdi ilk iş bebeğinizi yaşayacağı yuvasına yerleştirmektir. Yeni doğum yapan kadınlara ya akraba ve yakınları fazlasıyla yardım eder ya da yeterli yardım gelmez. Doğrusu sadece bir kişinin (yardımcınız, ailenizden biri…) sizinle kalıp yardım etmesi, diğerlerinin bebeği sadece görüp gitmesidir.

Gelen misafirlerin önerilerini gülümseyerek ve teşekkürle karşılayın ve bu önerilerin hepsini yerine getirmenin mümkün olmadığı gerçeğini asla göz ardı etmeyin. Her ne kadar sizi düşünüyor olsalar da, siz doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi yapmalısınız. Endişelerinizi doktorla ve çok güvendiğiniz biriyle paylaşın. Ailenizin normal karşılayacağı, fakat sizi endişelendiren

Sonraki üç hafta boyunca, bebeğinizin görünüşü değişmeye devam edecektir. Doğduğunda, örneğin, gözleri muhtemelen birbirine yakındır ve şaşı bakmaktadır. Bebek kısa bir sürede 12 adet olan göz kaslarını kontrol etmeye başlayarak, bakışlarını istediği gibi odaklamayı öğrenir. Ve bu arada bebeğinizin ileride göreceğiniz kişilik özellikleri de ilk sinyallerini verir: sessiz veya gürültülü; ya da hareketli veya sakin.

Ayın ortalarına doğru bebeğiniz artık muhtemelen beslenme zamanlarını bir düzene koymuş olacaktır. Eğer şanslıysanız, ay sonuna doğru bebeğiniz geceleri aralıksız 6 saat uyur. Ancak bu dönemdeki bebeklerin çoğu, gece-gündüz, her iki üç saatte bir emzirilmek ister; bu yüzden rahat bir uyku çekememek sizi korkutmasın. Yakında uyuyabileceksiniz! Uzmanlar bu dönemdeki bebeklerin, uygun zamanlarda beslenmek yerine aç olduklarında beslenmeleri konusunda hemfikirdirler; bu yüzden bebeğiniz eğer sabahın üçünde beslenmek istiyorsa, bu ihtiyacını karşılamanız gerekmektedir.

Bebekler bu ilk dönemlerde fazla hissedilmeyen bazı hafif uyarılara odaklanırlar ve yüksek sesler, karmaşık görüntüler ve buna benzer dış olaylara karşı algılarını kapatırlar. Bu yüzden bu dönemde bebek uyurken evi sessiz tutmaya çalışmak yersiz bir çabadır. Bunu yapmak onun şimdiden sessiz bir ortam aramasına ve hayatının sonraki bölümlerinde sesli ortamlarda uyumakta zorlanmasına neden olur.

Yeni doğan bebekte farklı refleksler gözlemlenebilir. Bunların en ilginçlerinden biri “eskrimci pozisyonu”dur. 12 haftadan küçük bir bebek sırtüstü yatırıldığında bir kolunu kafasını çevirdiği yöne doğru uzatır ve diğer kolunu da kafasına veya omzuna yakın olacak şekilde kıvırır; tıpkı bir eskrimci gibi.

Her ne kadar bebek hareket eden bir nesneyi seyredecek kadar kafasını çevirebilse de, bunu yapmayı henüz akıl edemez – eğer nesne göz hizasının dışına çıkmışsa, o artık bebek için “yok olmuş” demektir. Bunun yerine bir desen veya hareketsiz bir nesneye uzun süre bakmayı tercih eder. Siyah-beyaz renklerden oluşan nesneleri uzun süre izler çünkü kontrast renkler ilgisini çekmektedir. (Bebekler doğduklarından itibaren birkaç hafta benzer renkleri ayırt edemezler). Bebek yakını en iyi görür, bu yüzden oyuncaklar 50 cm’den uzakta olmamalıdır. Kafası genelde yana dönük durduğundan oyuncakların tepeden değil, yatağının kenarından sarkması daha uygun olacaktır.

Bebek özellikle de anne ve babasının yüzlerini incelemekten çok hoşlanır. Her ne kadar tüm yüzü anlamaya çalışacaksa da saç ve yüz kontrast renklerde olduğundan genelde saçlara odaklanır. Artık ufak ufak oyunlara başlayabilirsiniz. Ona hafifçe şarkı söyleyin veya konuşun; size cevap veremeyecektir ancak dinlemek çok hoşuna gider. Ağzınızın hareketlerini seyretmek, yine ağzınızla yüzünüzün diğer uzuvları arasında renk farkı olduğundan, onu keyiflendirecektir.
Bazen, bebeğin ağzının köşelerinin sanki gülermiş gibi yukarı kalktığını göreceksiniz. Genelde bu hareketler bebek uyurken veya uykuluyken olur ve göz kırpmalarıyla devam eder. Kaslar henüz kontrol altında değildir ve bu yarım gülüşler, çok sevimli olsa da henüz sadece birer reflekstir.
Yeni anne-babalar kendilerine endişelenecek pek çok neden bulurlar. Burada sadece birkaçını ele alacağız ancak bundan önce ufak bir uyarı yapmakta yarar görüyoruz: eğer bebeğinizin sağlığı ile ilgili endişeleriniz varsa, hemen doktorunuzu arayın. Sorularınızın saçma bulunacağı korkusuna kapılmamalısınız..
Hastanedeki hemşire veya doktor size göbek bağı ve, eğer erkek çocuğunuzu sünnet ettirdiyseniz, penisinin bakımı ile ilgili bilgi vermiştir. Göbek bağı genelde ikinci haftada düşer; çok ender de olsa, 3. haftada düştüğü de olur. Göbek bağı tamamen düşmeden bebeği küvette yıkamaya başlamayın çünkü o bölgenin kuru kalması yaranın daha çabuk iyileşmesini sağlayacaktır. Sünnet edilen bölgeye vazelin veya yağlı bir krem sürüp üzerini pamuk ya da gazlı bezle kapatarak alt bezinin sünnetli bölgeye yapışmasını önleyebilirsiniz.
Şiş göğüsler ve göğüslerden hafif süt akması hem kız,hem de erkek bebekte görülebilir. Bazı kız bebeklerin vajinal bölgelerinde hafif bir kanama olabilir. Bunların tümü, anneden geçen hormonların bebeğin vücudundan atılmasıyla kaybolacaktır.
Bebeğinizin yüzünde veya diğer bölgelerinde ufak sıyrıklar, tırmık izleri farkedebilirsiniz. Bu, artık tırnak kesme zamanının geldiğini göstermektedir. Tırnakları bebek uykudayken kesmek işinizi kolaylaştırır.

Bebeğinizin alnında, göz kapaklarında veya boynunun arkasında rastladığınız kızarıklıkların çoğu kalıcı değildir. Genelde doğumda görülmekle beraber, ilk ay içinde de oluşabilir. Bu kızarıklıklara bebeğin neredeyse şeffaf olan cildinde, yüzeye yakın duran kılcal damarlar neden olur ve genelde bebek ağlarken kızarıklıklar daha da belirginleşir. Bebeğiniz 3-4 yaşına geldiğinde bu izler tamamen kaybolacaktır.

Bebeğinizin ‘bıngıldak’ dediğimiz, kafasının üstündeki yumuşak bölge hakkında gerekli bilgileri doktorunuzdan almış olmalısınız. Bu yumuşak doku bebeğin hızla büyüyen beyninin yeterince genişlemesine olanak tanımaktadır. Bir tanesi alnının üzerinde, diğeri ise kafatasının daha arkasında bulunur. Alnın üzerindeki 18 ay içerisinde, daha tepede ve arkada olanı ise ilk 3 ay içerisinde, yani beynin gelişiminin çoğu tamamlandığı zaman kapanır. Vücudunun diğer bütün kısımlarını yıkadığınız gibi bu bölgeyi de yıkamanızda hiçbir sakınca yoktur.
Bu yaştaki bebeklerin dışkılarının rengi ve düzensizliği birçok ebeveyni endişelendirir. Doğum sonrası ilk iki hafta içinde bebeğin dışkısı ana karnındayken bağırsaklarına dolan ve mekonium denilen yeşilimsi yapışkan bir sıvıdan oluşur. Bağırsak normal çalışmaya başladıkça dışkının rengi açılır ve görünümü değişmeye başlar.

Dışkının rengi her bebekte farklılık gösterir ve özellikle anne sütü ya da mama ile beslenmesi dışkının rengini etkiler. Anne sütü emen bebek açık sarı ile sarımtrak turuncu bir dışkıya sahipken, mama alan bebek kahverengimsi veya gri renkli dışkı çıkarır. Hemen tüm bebeklerin, salgıladıkları günlük safra miktarına bağlı olarak dışkılarında yeşillik ya da hazmedilmemiş sütün neden olduğu beyazlık görülür. Dışkının kıvamı yumuşaktan, sulu dışkıya kadar çeşitlilik gösterebilir. İlk ayın sonunda bebeğiniz için hangi durumun normal olup olmadığını anlayabileceksiniz.

Hemen hemen tüm bebekler beslenmeden sonra kusabilirler ancak bazısı her beslenmeden sonra fazla miktarda kusar. Bu durum genelde ebeveynlerde endişe yaratır. Fakat bu noktada önemli olan bebeğin yeterli derecede kilo alıp almadığıdır. Eğer kilo alıyorsa, bu bebeğinizin yeterli besini bünyesinde tuttuğunu gösterir. Bu gibi durumlarda her beslenmeden sonra bebeği yarı oturur pozisyonda, yani 45 derece dik tutmak kusmasını engellemeye yardımcı olabilir. Bunun dışında, örneğin ufak delikli biberonlar kullanarak bebeğinizi daha yavaş beslenmeye teşvik edebilirsiniz. Eğer bunu kabul ederse (ki bazı bebekler etmez) her beslenmeden sonra 3-4 defa gaz çıkarmasına yardımcı olmalısınız.

Kendinizi inandırmanız ve rahat olmanız gereken bir nokta daha var: bütün bebekler ağlar. Konuşana kadar bebek, dönem dönem sıkıntılar yaşar ve bunların bir kısmının nedeni anlaşılamaz. Ayın ikinci yarısında sık sık sizi ürküten ağlama krizlerine yakalanabilir; bunlar genelde ev içi gerilimin en yüksek olduğu akşam saatlerine denk gelir. Bu ağlamalar moral bozucudur, ancak normaldir.

Ağladığında bebeği ağlatmak yerine onu kucaklayın. Omzunuza yatırmak, kollarınızı onun beline dayayarak aşağı sarkıtmak (uçak pozisyonu da denir) ya da bebek arabasında sallamak gibi değişik pozisyonlar deneyerek hangisinin onu daha çok rahatlattığını keşfedin. Eğer kucağa almak işe yaramıyorsa; bebek yemeğini yemiş, gazını çıkarmışsa, altı temizse ve üşümüş veya terlemiş durmuyorsa onu kısa bir süre için yatağında bırakmanızda hiçbir sakınca yoktur. Özellikle kendinizi yorgun ve bitkin hissettiğiniz zamanlarda, bu ufak mola her ikinize de iyi gelebilir.

Eğer çok karşı değilseniz, emzik iyi bir yatıştırma aracı olabilir. Yeni doğmuş bebekler için parmak emmekten daha iyi bir yatıştırıcı görevi görür. Bebeklerin çoğu, beslenme dışında da emme ihtiyacı duyarlar ve bu bebek için rahatlamanın en klasik yoludur.

1.AY DÖNÜM NOKTALARI

SOSYAL FİZİKSEL ZİHİNSEL

• Bebeğin görüş mesafesi sınırlı olduğundan, ebeveynin yüzü kendine 50cm'den yakınsa gözleri ebeveynin yüzüne odaklanır.
• Göz teması başlar.
• Karşısındaki yüzü incelerken sessizleşir.
• Birini sıkıca tutabilir.
• İnsan sesi duyduğunda
tepki verir.
• Kol, bacak ve el hareketleri hala reflekslerden oluşur.
• Aniden irkilir (Moro Refleksi).
• Anne sütü almasa da göğse yaslanmaktan hoşlanır, bu da bir reflekstir.
• Genelde elleri yumruk şeklindedir.
• Yüzüstü yatarken başını hafifçe yana çevirir.
• Oturma pozisyonuna getirildiğinde kafasını belkemiğinden üste tutar.
• Bir şeye bakar ancak ona uzanmaz.
• Bir nesneyi görmek için gözlerini
yanlara kaydırabilir.
• Parmakları açıkken bir oyuncak veya çıngırağı kavrayabilir, ancak çabucak düşürür.
• Uyanık olduğu 10 saatlik süre içinde bazı anlar
algılaması daha açıktır.
• Uyanık olduğu zamanın çoğunda sakin ve tepkisiz
görünür.
• Birkaç dakika aralıkla gördüğü bir nesneyi hatırlayabilir.
• Doğumdan önce bildiği anne sesini ve kokusunu tanır.
• Yardım istemek için ağlar.

Hiç yorum yok: